1.GÜN: KAPADOKYA

Gezimiz misafirlerimizle buluşma ile başlar. İstanbul, Bolu, Ankara-Gölbaşı yönünde devam ederken Şereflikoçhisar yakınlarında bembeyaz bir cenneti andıran Tuz Gölünün güzelliği ile karşılaşıyoruz. Tektonik bir çukurun en derin yerinde bulunan ve platolarla çevrelenen Tuz Gölü ‘Koçhisar Gölü’ olarak da biliniyor. Neojen evresinde tektonik yer hareketleriyle oluşan bu çukur bölge, güney doğu ve batı yönünde aktif faylarla çevrili. Yeraltına süzülen meteorolojik sular gölün tabanındaki tuz domlarını eriterek, tuzlu suları tektonik hatlardan yüzeye taşıyor. Gölün tuz oluşumunun tarifi olan bu süreç sonrasında dipteki tuz toplanıp işleniyor ve sofralarımıza sodyum klorür yani tuz olarak geliyor. Aksaray’ı takiben, sabah saatlerinde Kapadokya bölgesine varıyoruz.

2.GÜN: IHLARA VADİSİ - AĞAÇALTI ve YILANLI KİLİSESİ - KAYMAKLI YERALTI ŞEHRİ - ÜÇ GÜZELLER - ASMALI KONAK - TURASAN ŞARAP FABRİKASI
Bölgedeki dağların püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgarın aşındırmasıyla ortaya çıkan Kapadokya bölgesini gezmeye başlıyoruz. İç Anadolu'nun en yüksek dağlarından Hasan Dağı 'nın eteklerine gidiyoruz. Güzergahımız üzerinde bulunan Selime köyünü ve Selime Katedralini panoramik olarak görüyoruz. Kapadokya bölgesinin en önemli inziva yerlerinden biri olan, Ihlara Vadisi'ne varıyoruz. 105 kiliseyle ve içinden akan Melendiz Çayıyla doğa ve tarihi iç içe bulabileceğiniz ve hala içinde yaşayanların olması itibariyle insana ayrı bir heyecan veren Ihlara Vadisi'nde, Ağaçaltı Kilisesi ve Yılanlı Kilise'yi ziyaret edip, rehberimiz bilgilendirmeleriyle buradaki turumuzu gerçekleştiriyoruz. Melendiz çayı boyunca keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Türkiye'nin en ilginç ve modern camiilerinden biri olan Derinkuyu Park Camiisini ve  yine aynı yerde bulunun Türkiye'nin en büyük Atatürk heykelini panoramik olarak görüyoruz. Bölgenin önemli Rum yerleşimlerinden biri olan 19. yüzyıla ait olarak da bilinen Üzümlü Kiliseyi panoramik olarak görüyoruz. (Ziyarete kapalıdır) Daha sonra yönümüzü Kaymaklı Yeraltı Şehri’ne çeviriyoruz. Kaymaklı Yeraltı Şehri; yerin altında 7 kat olarak inşa edilmiş ve %15’i ziyarete açık olan bu yer altı şehrine dar koridorlardan giriyoruz. Kiliseler, şapeller, şırahaneler, erzak depoları, mutfak gibi sosyal yaşam alanlarını geziyoruz. Bu büyüleyici ortamdan ayrılarak, bölgede yetişen, oldukça lezzetli çifte kavrulmuş kabak çekirdeği alma imkanı veriyoruz. Daha sonra ise şapkalı peribacalarının en güzel örneklerinin bulunduğu, aynı zamanda bütün Kapadokya Bölgesi'nin panoramik manzarasının izlenebildiği Üçgüzeller Mevkii'nde verilecek fotoğraf ve gezinti molası sonrasında, Asmalı Konak dizisinin de çekildiği, mimarisi bölgeye özgü olan konağa geziyoruz. Volkanik arazinin armağanlarından  Kapadokya’nın o güzel üzümlerinden yapılan ve Türkiye'nin en büyük şarap fabrikalarından biri olan, Turasan şarap fabrikasına uğruyarak, şarap alışverişimizi tamamlıyoruz. Turun bitiminde otelimize dönüyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Akşam yemeği sonrasında, isteyen konuklarımızla (ekstra) Kapadokya’ ya özgü mağaralara oyularak yapılan eğlence mekanlarında, müzikli unutamayacağınız bir Türk Gecesine katılıyoruz.

3.GÜN: GÜVERCİNLİK VADİSİ - ONİKS TAŞ ATÖLYESİ - PANORAMA - GÖREME AÇIK HAVA MÜZESİ - ÇANAK ÇÖMLEK ATÖLYESİ - PAŞA BAĞLARI - DEVRENTLER - HACI BEKTAŞ-I VELİ TÜRBESİ ve MÜZESİ
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrası Kapadokya Bölgesini gezmeye devam ediyoruz. Bir zamanların insanlara yardım eden perilerinin, güvercinlere dönüştükten sonra da insanlara yardım etmeye devam etmelerinin efsanesini dinliyor ve ilk olarak Güvercinlik Vadisi'ni ardından Uçhisar Kalesini görüntüleme fırsatı buluyoruz. Bölgede patlayan volkanların lavlarının oluşturduğu,bölgeye özgü oniks taşının işlendiği ve satıldığı mağazaya giderek, hediyelik alma imkanı veriyoruz. Manzara Vadisi’ ne giderek, muhteşem manzarası eşliğinde çaylarımızı kahvelerimizi yudumluyoruz. Adeta bir açık hava müzesini andıran bölgede sırasıyla, bölgenin en yüksek noktası olan, muhtelif dönemlerde savunma amaçlı olarak kullanılmış ve tamamı doğal olarak oluşmuş bir kaya bloğunun oyulması ile Hitit Dönemi ile M.S. 9. Y.Y. arasında ortaya çıkmış olan Uçhisar Kalesi'ni panoramik olarak görüp fotoğraflıyoruz. Kapadokya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini birleştirerek ziyarete gelenlere doyumsuz zevk ile sunan Göreme Açık Hava Müzesini ziyaret ediyoruz. Kaya içine oyulmuş Manastırlar, Kiliseler, Şapeller, Yemekhaneler, Mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşan bu açık hava müzesini geziyoruz. (Elmalı Kilise, Azize Barbara Kilisesi, Aziz Basileus Kilisesi, Çarıklı Kilise), İncil' in baştan sona resmedildiği Tokalı Kilise göreceğimiz yerler arasında. O bölgeye özgü toprakla üretilen Çanak-Çömlek  atölyelerine geliyoruz. Bir tezgahın başına oturup, ustanın yardımı ile kendi ellerinizle çömleğinizi yapma imkanınız olacak. Kapadokya’nın güzel vadilerinin manzarası eşliğinde yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Değişik şekillere benzetilen Peribacalarının bulunduğu Paşa bağları ve Devrentler'i görüyoruz. Bu vadiler, eşsiz güzelliklerine hayal gücümüz ile tanıklık ediyor. Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi'ni ziyaret etmek için yola çıkıyoruz. Sırasıyla; Nadar, Dergah, Ergah ve Hazret Avlularını ve etraflarını süsleyen yapıları (Üçler ve Aslanlı Çeşme, Aşevi, Cami, Mihman Evi, Meydan Evi, Çilehane, Kırklar Meydanı) ziyaret ediyoruz. Son olarak Hacı Bektaş-ı Veli'nin ve Balım Sultan'ın Türbelerini de ziyaret ettikten sonra Hacı Bektaş’tan ayrılıyoruz. Geri dönüşe geçiyoruz. Siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara bırakarak, bir sonraki turumuzda yeniden görüşmek üzere vedalaşıyoruz.