Trakya Bağ Rotası Tadım Önerileri

TRAKYA BAĞ ROTASI TADIM ROTA ÖNERİLERİ

Trakya Bağ Rotası kaç gün yolculuk yapmak istediğinize ve motivasyonunuza göre çok farklı seçenekler sunuyor. Bu sebepler birkaç alternatif sunmak istedik.

GÜNÜBİRLİK GİDENLER İÇİN

‘Şaraptan iyi anlarım, en kaliteli kırmızıları tatmak ve almak istiyorum’ diyenler için: Sabah 7 gibi yola çıkıp Tekirdağ Rotasındaki Barbare bağları içindeki Barbaros Bağevi’nde bir kahvaltı, ardından bağ ve mahzen gezisi ve tadım odasında Barbare şarapları tadım, ardından Evreşe yakınlarındaki Gali Bağevi’nde enfes deniz, ve vadi manzaralarına nazır öğle yemeği ve Gali şarapları tadım. Ardından Bordeaux blendleri ile Trakya kırmızılarının kralı sayılan Chateau Kalpak’ta tadım ve İstanbul’a dönüş. ‘Ben beyaz şarap severim, hem kaliteli hem de farklı ve orjinal blendler tatmak ve almak istiyorum’ diyenler için: Sabah 7 gibi yola çıkıp Kırklareli Rotasındaki Arcadia bağlarında yer alan Bakucha Otel’de kahvaltı, ardından Arcadia şarapları tadım ve şarap üretim tesisi gezisi, ardından Büyük karıştıran Köyü yakınlarındaki Çamlık Restoran’da Chamlija şarapları tadımı ve öğle yemeği. Ardından Yazır köyünde Türkiye’nin en iyi beyaz şaraplarına imza atan Umurbey’de şarap tadım ve İstanbul’a dönüş. (Çamlık restoran çocukluğumuzdaki mesire yerlerindeki et mangal lokantaları tarzında salaş ancak çok lezzetli yemekler sunan bir restoran) ‘Şarap benim için yeni bir alan, uygun yatlı ancak güzel kırmızı şaraplar ile tanışmak istiyorum’ diyenler için: Barel bağları içinde, söğütler, çamlar, incirler arasındaki Derince Çiftliği’nde kahvaltı ardından bağ gezisi ve Barel şarap üretim tesisinde şarap tadımı. Ardından Şarköy rotasında Hoşköy’de bulunan Melen Kafe’de Melen şarapları tadım ve öğle yemeği. Ardından Yeniköy’de Barbare’de bağ gezisi, tadım ve İstanbul’a dönüş. ‘Şarap benim için yeni bir alan, uygun yatlı ancak güzel beyaz şaraplar ile tanışmak istiyorum’ diyenler için: Barel bağları içinde, söğütler, çamlar, incirler arasındaki Derince Çiftliği’nde kahvaltı ardından bağ gezisi ve Barel şarap üretim tesisinde şarap tadımı. Ardından Büyük karıştıran Köyü yakınlarındaki Çamlık Restoran’da Chamlija şarapları tadımı ve öğle yemeği. Ardından Yazır köyünde Türkiye’nin en iyi beyaz şaraplarına imza atan Umurbey’de şarap tadımı ve İstanbul’a dönüş. (Çamlık restoran çocukluğumuzdaki mesire yerlerindeki et mangal lokantaları tarzında salaş ancak çok lezzetli yemekler sunan bir restoran)

1 GECE KONAKLAYACAKLAR İÇİN

‘Şaraptan iyi anlarım, en kaliteli beyaz ve kırmızıları tatmak ve almak istiyorum’ diyenler için Sabah yola çıkıp Gelibolu Rotasında Evreşe yakınlarındaki Gali Bağevi’nde enfes deniz, ve vadi manzaralarına nazır öğle yemeği ve Gali şarapları tadım. Ardından Bordeaux blendleri ile Trakya kırmızılarının kralı sayılan Chateau Kalpak’ta bağ ve şarap üretim tesisi gezisi ve tadım. Ardından Barbare bağları içindeki Barbaros Bağevi’ndeki odanıza yerleşme, bağ ve mahzen gezisi, Barbaros Bağevi’ndeki akşam yemeğinizde Barbare şarapları tadımı. Sabah Barbaros Bağ evinde kahvaltı sonrası Şarköy’ün Eriklice Köyü’ndeki Gülor şarap evinde tadım. Ardından Tekirdağ’da yer alan Umurbey Winehouse’da peynir, tapas gibi ha atıştırmalıklar eşliğinde Umurbey şarapları tadımı. Ardından Büyük karıştıran Köyü yakınlarındaki Çamlık Restoran’da Chamlija şarapları tadımı ve geç öğle yemeği ve İstanbul’a dönüş.

2 GECE KONAKLAYACAKLAR İÇİN

‘Uzun haftasonu şansını değerlendirip birçok farklı bağı görmek ve şarabıtatmak isterim’ diyenler için: Sabah yola çıkıp Gelibolu Rotasında Evreşe yakınlarındaki Gali Bağevi’nde enfes deniz, ve vadi manzaralarına nazır öğle yemeği ve Gali şarapları tadım. Bordeaux blendleri ile Trakya kırmızılarının kralı sayılan Chateau Kalpak’ta bağ ve şarap üretim tesisi gezisi ve tadım. Ardından Barbare bağları içindeki Barbaros Bağevi’ndeki odanıza yerleşme, bağ ve mahzen gezisi, Barbaros Bağevi’ndeki akşam yemeğinizde Barbare şarapları tadımı. Sabah Sabah Barbaros Bağ evinde kahvaltı sonrası Şarköy’ün Eriklice Köyü’ndeki Gülor şarapevinde tadım. Ardından Tekirdağ’da yer alan Umurbey Winehouse’da peynir, tapas gibi ha atıştırmalıklar eşliğinde Umurbey şarapları tadımı. Ardından Kırklareli Rotasındaki Arcadia bağlarında yer alan Bakucha Otel’de akşam yemeği ve konaklama. Sabah Bakucha otelde kahvaltı, ardından Arcadia şarapları tadım ve şarap üretim tesisi gezisi. Ardından Büyükkarıştıran Köyü yakınlarındaki Çamlık Restoran’da Chamlija şarapları tadımı ve öğle yemeği. Ardından Barel bağları içinde, söğütler, çamlar, incirler arasındaki Barel Bağevi’nde atıştırmalıklar eşliğinde Barel şarapları tadımı, bağ gezisi ve İstanbul’a dönüş.

3 GECE KONAKLAYACAKLAR İÇİN

‘Buralara kadar gelmişken ziyaret etmediğim bağ ve tatmadığım şarap kalmasın’ diyenler için: Sabah erkenden yola çıkıp Gelibolu Rotasının ucunda Eceabat’ta yer alan Suvla lokantasında kahvaltı ve şarapevinde şarap tadım. Ardından Evreşe yakınlarındaki Gali Bağevi’nde enfes deniz, ve vadi manzaralarına nazır öğle yemeği ve Gali şarapları tadım. Bordeaux blendleri ile Trakya kırmızılarının kralı sayılan Chateau Kalpak’ta bağ ve şarap üretim tesisi gezisi ve tadım. Ardından dilerseniz Eceabat’ta Conkbayırı üzerinde Porta Caeli bağları arasında yer alan Hotel Caeli‘de konaklayıp akşam yemeği yiyebilirsiniz, ya da Şarköy rotasında Hoşköy’de denize nazır Melen Kafe’nin ev/otel bölümündeki odalarında konaklayıp yemek yiyebilirsiniz. Sabah Melen Kafe’de kahvaltı ardından Melen şarapları tadımı. Ardından Şarköy’ün Eriklice Köyü’ndeki Gülor şarapevinde tadım. Ardından Şarköy’den fetibot/vapur ile Avşa adasına geçerek Büyülübağ bağlarında şarap tadımı. Ardından Barbare bağları içindeki Barbaros Bağevi’ndeki odanıza yerleşme, bağ ve mahzen gezisi, Barbaros Bağevi’ndeki akşam yemeğinizde Barbare şarapları tadımı. Sabah Barbaros Bağ evinde kahvaltı sonrası Yazır köyünde Türkiye’nin en iyi beyaz şaraplarına imza atan Umurbey’de şarap tadımı. Ardından Büyük karıştıran Köyü yakınlarındaki Çamlık Restoran’da Chamlija şarapları tadımı ve öğle yemeği. Ardından Kırklareli Rotasındaki Arcadia bağlarında şarap üretim tesisi gezisi ve şarap tadımı ve bağlarda yer alan Bakucha Otel’de akşam yemeği ve konaklama. Sabah Bakucha otelde kahvaltı, ardından Ahmetçe Köyü yakınlarındaki Vino Dessera’da bağ ve mahzen gezisi ve şarap tadımı. Ardından Barel bağları içinde, söğütler, çamlar, incirler arasındaki Barel Bağevi’nde atıştırmalıklar eşliğinde Barel şarapları tadımı ve bağ gezisi. Ardından Çeşmeli köyü yakınlarında Şato Nuzun’da şarap tadımı ve İstanbul’a dönüş.

*28-29-30 Ekimdeki gezimizdeki 3. günlük rotamız, ilk gün Lüleburgaz Kırklareli tarafında Arcadia, Chamlıja, Barbare, 2.gün Gelibolu tarafında Suvla, Gali ve Şato Kalpak, 3.Gün de Tekirdağ tarafında Umurbey, Barel ve Şato Nuzun bağlarını izlemişti. Daha önce münferit geziler ile diğer bağları ziyaret etme şansımız olmuştu. Yukarıdaki rotaları tüm bu ziyaretlerden aldığımız tat, keyif ve tecrübelere dayanarak düzenledik. TRAKYA’YA NE ZAMAN GİDİLİR? Ziyaret için en güzel aylar doğanın uyandığı bağların yemyeşil kırların da çiçekler ile bezendiği bahar ayları, üzümlerin olgunlaşıp kendini gösterdiği yaz ayları, bağbozumu deneyimi ve yaprak dönümün renk senfonisini yaşatan sonbahar ayları

TRAKYA BAĞ ROTASINDA ŞARAP TADIM SEYAHATİNE NASIL GİDERİM? Trakya’yı ziyaret ederken amacınız günde 2-3 şarap tadımları yapmak ise o zaman mutlaka bir tur operatöründen destek alın. Çünkü tadımlar sonrasında alkollü araba kullanmak, hem de köy yollarında tehlikeli. Hem kendinizi bir bilene emanet edip, manzaraları seyrede seyrede keyni çıkarmak çok daha iyi geliyor insana. Biz 12 kişilik bir ekip olarak, Merter ailesinin çalışmaları ve yönlendirmesi sonucu, Oba Tur ile İstanbul’da Ulus ve Zekeriyaköy’den başlayıp, 3 gün süren ve tekrar İstanbul’da biten bir organizasyon ile gittik. 3 gün boyunca Trakya Bağ Rotasının tüm etaplarını kapsayacak şekilde Oba Tur minibüsü ile yolculuk yaptık. Oba Tur programımızdaki 9 farklı bağdaki tadım ve öğle yemeği randevularımızı ayarladı, akşam yemeklerimizi de Barbare Bağları içindeki Barbaros Bağ Evinde konaklamamız ile birlikte aldık. Oba Tur’dan Selen Hanım tüm yolculuğumuzda bize eşlik etti ve keyif almamız için elinden gelen herşeyi yaptı. Ve bize kendimizi Selen Hanım’a ve şoförümüze teslim ederek, sadece Trakya’nın keyni çıkarmak kaldı. Bizim rotamız ilk gün Lüleburgaz Kırklareli tarafında Arcadia, Chamlıja, Barbare, 2.gün Gelibolu tarafında Suvla, Gali ve Şato Kalpak, 3.Gün de Tekirdağ tarafında Umurbey, Barel ve Şato Nuzun bağlarını ve tadımları şeklindeydi. Oba Tur Trakya Rotasının Kırklareli, Tekirdağ, Şarköy, Gelibolu Bölgelerinin hepsine hakim. Bu rotalarda organize ettiği günübirlik veya 1-2 gecelik hazır turlarına da katılabiliyorsunuz. www.obatur.com.tr/ Eğer sadece Kırklareli Bölgesi’ne gidecekseniz Corvus Travel ve Fez Travel’da buralara organizasyon yapıyormuş.

TRAKYA’DA İKEN REHBERİNİZ… Şarap, doğa, tarih, kültür hepsinin buluştuğu bu müstesna topraklarda siz hangisini yaşamak isterseniz isteyin, işinizi çok kolaylaştıracak müthiş bir rehberiniz var: Trakya Bağ Rotası. Bölgesel tarihi ve kültürel hazinelerin yerleri, bağevi ve şarap tadım adresleri, yerel lezzetleri sunan restoran ve bağevleri, doğa içinde konaklama seçenekleri hakkında bilgi edinebileceğiniz ve de harita üzerinden takip edebileceğiniz www.trakyabagrotasi.com, gezginler için mükemmel bir armağan. Trakya’da bağ içinde konaklama imkanı tanıyan bağevi otellerin sayısı çok az, ancak kır hayatını deneyimleyerek yerel lezzetleri tadabileceğiniz birçok lokal restoran mevcut. Gidenler Barbaros köyündeki Küçük Ev Balık Lokantası‘nda harika deniz mahsüllerini mahsülü lezzetlerini tavsiye ediyor. Sıcacık bir ev ortamında, muhteşem bir manzaraları ve de lokantanın aşçı sahibi Erdoğdu Bey’in misafirrperverliği eşliğinde, kalamar tava, güveçte karides, mısır ununda hamsi, limon zeytinyağı sarımsak ve dereotu soslu palamut ızgara gibi lezzetler gerçekten çok övgü alıyor. Bir de Şarköy Marinada deniz manzarası eşliğinde lezzetli mezeleri ve balıkları ile Balıkname öğle yemeği için çok keyifli bir durakmış.

‘TRAKYA BAĞ ROTASI PROJESİ’ NEDİR?

Trakya’nın farklı bölgelerinde 12 butik şarap üreticisi ve Trakya Turizm İşletmecileri Derneği işbirliği ile 2013 yılında hazırlanmaya başlanmış ‘Trakya Bağ Rotası’, bugüne kadar Türkiye’de yöre tanıtımına dair şahit olduğum en organize ve profesyönel girişim. Trakya bağ rotalarını bölgelere ayıran el yapımı harita, borşür, websitesi, ve telefon aplikasyonu, her bölgede yer alan şarap üreticileri, tarihi ve doğal hazineleri, konaklama, yeme-içme adreslerini şaraba dair hikâyeler ve yöreye ait gastronomik hazineleri de içine katarak, çok pratik, rane ve estetik bir şekilde sunuyor. Öyle ki, Ayşe Çelem Design imzası taşıyan Trakya Bağ Rotası hem logosu hem de suluboya illüstrasyon haritası ile 2015’de Graphis tarafından uluslararası tasarım ödüllerine layık görülmüş. Türkiye’de şarap üretimi, pazarlama ve satışına getirilen yasakları düşünürseniz, Trakya Bağ Rotası ülkemizde şarapçılığın yaşayabilemesi için gerçekten öncü ve yaratıcı bir eno-turizm hareketi. Şarabın dünyadaki en eski üretim bölgelerinden birisi olan Trakya bölgesinin, uluslararası düzeyde bir bağ rotası olarak markalaşması adına çok başarılı bir projeye imza atan Trakya Şarap Platformu’nu tebrik ediyoruz. Her bir köşesinde ayrı bir cevher gizli olan ülkemizin farklı bölgelerinin de sahip oldukları turizm potansiyelini ortaya çıkartmak adına böyle işbirlikleri gerçekleştirmesini diliyoruz.

Trakya Şarap Platformu ve Trakya Bağ Rotası projesinde yer alan 12 şarap üreticisi şöyle:

 Lüleburgaz ve Kırklareli üzerinden Istranca Dağlarına uzanan Kırklareli Bölgesi: Chamlija, Arcadia, Vino Dessera Rotadaki köyler, doğal güzellikler, tarihi miraslar, yeme-içme-konaklama bilgileri için: trakyabagrotasi.com/routes/kirklareli-bolgesi/

Çorlu, Yazır, Uçmakdere arasında uzanan Tekirdağ Bölgesi: Chateau Nuzun, Barel, Umurbey, Barbare Rotadaki köyler, doğal güzellikler, tarihi miraslar, yeme-içme-konaklama bilgileri için: trakyabagrotasi.com/routes/tekirdag-bolgesi/

Hoşköy, Mürefte, Şarköy, Kavakköy arasında uzanan Şarköy Bölgesi: Melen, Gülor, Chateau Kalpak Rotadaki köyler, doğal güzellikler, tarihi miraslar, yeme-içme-konaklama bilgileri için: trakyabagrotasi.com/routes/sarkoy-bolgesi

Evreşe, Demirtepe, Bolayır Köylerinden Eceabat’a uzanan GeliboluBölgesi: Gali, Suvla Rotadaki köyler, doğal güzellikler, tarihi miraslar, yeme-içme-konaklama bilgileri için: trakyabagrotasi.com/routes/gelibolu-bolgesi/

Keşke Tekirdağ, Kumbağ ve Şarköy’den feribot ve vapur seferleri olan Avşa Adasındaki Büyülübağ, Şarköy rotasında Mürefte’deki Uluca ve Ganos’ta bu insiyatifte yer alsa diyor insan.

Trakya’da bağcılık ve şarapçılık yapan butik üreticilerin şaraplarını İstanbul’da bulabileceğiniz adresler ise:

İncirli Şaraphane (Kuruçeşme), Sensus Şarap & Peynir Butiği (Galata), Corvus Wine & Bite (Akaretler), La Cave (Cihangir), Solera (Beyoğlu), Hazzo Pula (Beyoğlu), Comedus Şarküteri (Beyoğlu), Misket Şarap Evi (Beşiktaş), Dekante Butik (İstinye Park), Rind Pipo (Moda), Viktor Levi (Moda) gibi şarap butikleri ve şarküteriler, Gourmet Garage ve MacroCenter gibi gıda marketleri.

Zeynep Atılgan Boneval

TRAKYA BAĞ ROTASI ŞARAP EVİ BİLGİLERİ (websitesinden alınmış ve alfabetik olarak sıralanmıştır) Arcadia Bağları İsmini Lüleburgaz’ın eski adı Arcadiapolis’ten alan Arcadia bağları, Kırklareli bölgesinde Cumhuriyet döneminde yapılan ilk büyük modern bağ yatırımı olarak 2000’li yıllarda kuruldu. Lüleburgaz ve Istranca Dağları arasında, Tarihi Şarap Yolu’nun geçtiği bağlarda bulunan Sauvignon Blanc, Narince, Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Merlot ve Öküzgözü ve Papaskarası cinsi üzümler yetiştiriliyor. En eski üzüm çeşitleri arasında sayılan Sauvignon Gris ve Pinot Gris cinsi üzümlerini ise Türkiye’de yetiştiren tek bağ. Kuzeyde Bulgaristan, kuzey doğuda Istranca Dağları ile çevrili bölgede, bağlara genel olarak karasal iklim hakim. Özellikle yazın sıcak gündüzlere karşı serin geçen geceler üzümlerin dengeli olgunlaşması ve teruarın eşsiz lezzetinin oluşmasında büyük rol oynuyor. Bağlara hakim rüzgar kuzey doğudan dağlardan doğru eserek, yaz ayları boyunca üzümler için sağlıklı bir ortam sunuyor. Sürdürülebilir bağcılık ve minimal müdahale felsefesini benimseyen Arcadia Bağları’nda doğada ve üzümde kalıntı bırakan kimyasallar kullanılmıyor. Toprağın jeolojik yapısı eski deniz dibi olması sebebiyle büyük ölçüde alüvyon özellikli siltli kil, kum ve granit substratı içeren tortudan oluşuyor. Doğal dengeyi koruyarak teruarın lezzetlerini öne çıkarmayı hedefleyen Arcadia’da, dikimden önce ilk iki yıl organik hayatı canlandırmak için toprak ıslahı yapıldı. Bağ arazisi rakımı 100 ila 150 m arasında değişen birçok minik tepe ve vadiler ve vadi içlerindeki meşe koruları ile hem farklı parsellerde oluşan farklı mikro klimalar yaratarak derinlikli lezzetler, hem de ziyaretçilere keyifli bir doğa tecrübesi sunuyor. Hamitabat ve Çeşmekolu köyleri arasında konumlu Arcadia, kuşların göç yolu üzerinde olduğundan, mevsimine göre birçok farklı kuşa rastlamak da mümkün. Arcadia Bağ Gezileri Arcadia Bağları, 200 hektarlık bir arazi içine kurulu bağları, şato tipi üretimhanesi, meyve bahçeleri, bostanları, meşe koruları ve irili ufaklı çiftlikleri ile doğa içinde bir gastronomi merkezi olarak tasarlandı. Günübirlik rehberli gezilerde bağcılık ve üretim teknikleri hakkında bilgi alabilir, bağların ve koruların arasındaki patikalarda yürüyüş yapabilir, dilerseniz mevsimine göre üzüm, kiraz, armut, yaban kekiği, kuşburnu, kuzukulağı, mantar toplayabilir, tepedeki Kamelya’da manzaranın ve lezzetli mönülerin tadını çıkarabilirsiniz. Özel davet organizasyonları için grup rezervasyonu da alınıyor. Geziyi biraz daha uzatmak ve çevreyi ziyaret etmek isteyenler için, Arcadia Bağları butik oteli Istranca dağları manzaralı 21 odası, gurme restaurantı ve SPA’sı ile Ağustos 2014’te açıldı. Tel: +90 533 514 14 90 Çorlu Havalimanı: 89 km İstanbul Atatürk Havalimanı: 165 km Kırklareli Barel Bağları Bugünkü Tekirdağ Karaevli Köyü’nün, Eski Bağlar Mevkisi’nin deniz kıyısına kurulu olan Hera’nın Surları (HeraionTeichos) , o günlerde bir liman kentiydi. Bu limandan gemilerle Avrupa’ya gönderilen ürünlerin başında da bölgenin leziz şarabı gelirdi. O günden bugüne her dönem Karaevli’de bağcılık yapıldı. Çünkü bölgenin verimli topraklarını çevreleyen Ganos dağlarının kazandırdığı ılıman iklim, bölge kıyılarına vuran Marmara’nın sert rüzgarlarıyla birleştiğinde tadına doyulmaz üzümler yetişmesini sağlıyordu. Bu bereketli topraklarda geçmişten beri yetişen CabernetSauvignon, Merlot, Chardonnay, Shiraz cinsi üzümler, Barel Bağlarında sabahın ilk ışıklarında elle salkım salkım hasat ediliyor ve hiç beklemeden bağların içinde bulunan işlemeye alınıyor. Şato tipi üretim denilen bu yöntemle bölgenin leziz üzümleri yüksek kaliteli ürünlere dönüşüyor. 1997 yılında kurulduğundan bu yana 150 dönüme ulaşan bir alanda, modern bağcılık ve tekniklerin uygulandığı Barel Bağları, Trakya’nın mucizevî teruarında yetişen üzümlerin en doğru şartlarda işlenmesi amacı ile kaliteye odaklı bağcılık teknikleriyle geliştiriliyor. İlhamını keyii ve samimi dost sohbetlerine tanıklık eden sofralardan, lezzetini ise Trakya’nın bereketli topraklarından alan Barel, 1997 yılında Akın ailesi tarafından hayata biraz daha tat katmak amacı ile kurulmuş. Barel ismi ailenin iki çocuğu Elif ve Barkın Akın kardeşlerin isimlerinden geliyor. Günden güne lezzetlenen bu tadı başka damaklara da ulaştırmak ve paylaşmak isteyen Akın ailesinin en genç ferdi Barkın Akın, tutkusunu gençliği ve profesyonelliği ile birleştirerek, bugün 150 dönüme ulaşan bağların ürünlerini yepyeni dostlara ulaştırıyor. Barel Bağ Gezileri Barel Bağları ziyaretçilerini rezervasyonla 11.00 – 18.00 saatleri arasında kabul ediyor. Tesisin içinde yer alan BarelRestaurant aynı saatler arasında açık ve kişiye/gruplara özel menülerle hizmet veriyor. Nisan ayından itibaren bağların içindeki Barel Bağ evinde misarlerini ağırlayan rma önümüzdeki yıllarda 12 odalı bir butik otel açmayı planlıyor.

Barbare Bağları Asmadan kadehe uzanan eşsiz bir yolculuk.Ve bu yolculuğun en güzel anlarını simgeleyen eşsiz bir lezzet. En kaliteli üzümleri farklı hikayelerle buluşturan Barbare, yıllar geçtikçe daha da değer kazanan hikayelerle aranızda bağ kurmaya devam ediyor. Can Topsakal’ın, 2000 yılında tutkusu olan işine girmek istemesi ile bağcılığa uygun toprağı ve konumuyla 230 dönümlük bağlarda Barbare hikayesi başlar. Fransa’da önemli şatoların da danışmanı olan XavierVignon ile yola çıkar. Tekirdağ’ın Barbaros kasabası ile Yazır köyü arasında yer alan, Marmara denizi kıyılarında, küçük bir tepenin üzerine kurulan bağlarda, güneşin ısısı ve denizin serinletici özelliğinin ideal kombinasyonu ile dünya standartlarında üzümler yetiştirmeye imkan vermektedir. Bölgede bağcılık ve şarapcılık yapımı binlerce yıllık bir gelenektir ve günümüzde kurulan modern bağlar sayesinde bölge tekrar bu alanda söz sahibi olmaya başlamıştır. Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, Grenache ve Mourvedre üzümlerinin dikildiği bağlarda organik, biyodinamik ve sürdürülebilir bağcılık yapılmaktadır. Kaliteli ürün yapımı bağda başlar felsefesini benimseyerek, düşük verim uygulaması ile yetiştirilen bu üzümlerden muhteşem renkli, kompleks aromalı ve yumuşak tanenli, görkemli ürünler elde edilebilmektedir. Üzümler hasadın ardından hiç bekletilmeden bağın içinde bulunan üretimhanenin kapısına ulaşır. Bu sayede taşıma sırasında üzümün zarar görmesi ve en iyi şırasını yolda kaybetmesi engellenir. Bu şekilde “şato tarzı” üretim yapılması kaliteyi arttıran en önemli etkenlerden biridir. Barbare’de ilk üretim 2007 yılında gerçekleşmiş ve Nisan 2011 tarihinden itibaren de Barbareler tüketici ile buluşmuştur. Barbare Bağ Gezileri Barbare Bağları içinde yer alan üretimhane ve mahzenin yanı sıra bir de 6 odalı Barbaros Bağ Evi butik oteli ve restoranı gurme gezginlerini ağırlamaktadır. İstanbul’a 1,5 saat mesafede ve Atatürk Havalimanı’na sadece 1 saat mesafede bulunan bağ evi 12 ay boyunca ziyaretçilere açıktır. Bahar aylarında bağların uyanışına şahit olup, yaz aylarında güneşle lezzetlenen üzümleri tadabilir ve 15 Ağustos sonrasında yeterli olgunluğa erişen CabernetSauvignon, Merlot, Syrah, Grenache ve Mourvedre üzümlerinin sabahın erken saatlerinde toplanarak “şato tarzı” üretimle işlenmesine eşlik edebilirsiniz. Ve gün batımı yaklaşırken barbekü eşliğinde bir önceki hasadın ürünlerini yudumlayabilirsiniz.Toprakla aranızdaki bağa hoş geldiniz! Geziyi biraz daha uzatmak ve çevreyi ziyaret etmek isteyenler için, Barbare Bağları butik oteli Barbaros Bağevi 18 odası gurme restaurantı ile hizmetinizde. Tel: +90 212 257 07 00 İstanbul Atatürk Havalimanı: 138 km Tekirdağ

Chamlija Bağları Merkezi Büyük karıştıran’da olan Chamlija’nınbağları , her farklı üzüm çeşidi için en doğru toprak yapısını ve iklim özelliklerini yansıtabilmek amacıyla Küçük karıştıran, Akçaköy, Sütlüce, Tozaklı, Poyralı, Soğucak, İslambeyli ve Akören’e kadar uzanan oldukça geniş bir alana yayılmış durumda. Chamlija Istranca zirvesi ile kucak kucağa bağları ile sezon içindeki 17 derecelik ortalama ısıya sahip serin iklim bağcılığını Türkiye’ye taşıyor. Chamlija markasının yaratıcısı olan Çamlıca ailesi, Lüleburgaz’ın Büyükkarıştıran kasabasında 1936 yılından beri çiftçilik ile uğraşan bir aile. Ailenin ilk nesli 1936 yılında, loksera hastalığı sonrası Bulgaristan’da dikilen ilk Amerikan anacı asmaların anısına adı, ‘Bağlık Yer’ anlamına gelen Loznitsa olarak değiştirilen Kubadın’dan göç etmiş Türkiye’ye. Üçüncü kuşaktan Mustafa Çamlıca bir ‘newine’ şarap yatırımcısı ve bu girişimin arkasındaki isim. Şirket ismi, Mustafa Çamlıca’nın kızı ve aynı zamanda şirketin ürettiği ürünlerin etiketlerinin yaratıcısı İrem Çamlıca’dan geliyor. Chamlija Bağları, 15 Ağustos-15 Ekim arası hariç olmak üzere haftanın her günü 09:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebilir. Büyükkarıştıran bağlarının hemen yanındaki Çamlık Restoran da yıl boyu 12:00-24:00 saatleri arasında ziyaretçilerin hizmetinde. Chamlija Bağları, Trakya’nın kuzeyinde yer alan ve Istranca Dağları’nın güney eteklerinde 300-400 rakımda konuşlanmıştır. Istranca masi olarak adlandırılan metamork ve magmatik kayaların ve bunlar üzerindeki meta volkanitlerin yüz milyonlarca yıllık birikimi ve hemen önünde yer alan 60 milyon yaşındaki bol deniz kökenli fosiller içeren resif kökenli kireç taşları,Chamlija’nın nihaî tüketicinin beğenisine sunduğu Merlot, CabernetSauvignon, CabernetFranc, PetitVerdot, Malbec, Alvarinho, Papaskarası, Chardonnay,Viognier,Savignon Blanc ,Narince,PinotNoir ve Reisling üzümlerinden üretilen ürünlere karakteristik yapısını kazandıran başlıca etmen. Hektar başına ortalama sayısı 5 bin ilâ 6 bin, hatta kimi bağlarda 10 bine kadar ulaşan yoğunluktaki asmaların kökleri, bu yoğun yerleşim nedeniyle toprağın derinlerine yönelerek, Istranca masinin ve hemen önünde yer alan 60 milyon yaşındaki bol deniz kökenli fosiller içeren resif kökenli kireç taşının özelliklerini tüketicinin damağına daha keyii bir şekilde yansıtıyor. Chamlija Bağ Gezileri Chamlija Bağları, 15 Ağustos – 15 Ekim arası hariç olmak üzere haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında gezilebilir. Büyükkarıştıran bağlarının hemen yanındaki Çamlık Restoran da yıl boyu 12.00-24.00 saatleri arasında ziyaretçilerin hizmetinde. Tel: +90 288 436 13 49 Çorlu Havalimanı: 88 km İstanbul Atatürk Havalimanı: 155 km Kırklareli

Chateau Kalpak Bağları Uzun seneler Amerika ve Paris’te yaşadıktan sonra, ‘tek bağ tek şato” düşüncesiyle toprağa yönelen ve kapsamlı bir toprak araştırmasından sonra Şarköy civarında karar kılan Bülent Kalpaklıoğlu, Chateau Kalpak serüvenini 1993’te başlatır. İstediği arazileri toplamak için geçirdiği 12 sene boyunca, deneme bağlarında çeşitli anaçlar, üzüm klonları, dikim teknikleri ve tel/budama sistemleri araştırıp uygular.Bağların hazırlanmasına 2004 yılında başlasa da, tesisin kurulması ve ilk üretimin yapılması için 6 yıl daha geçmesi gerekir; 3 senelik olgunlaşma sürecinin ardından, ilk ürünler nihai tüketiciyle ancak 2013 yılında buluşur.Bu kısa hikaye, şato tipi üretimin olmazsa olmazlarının da özeti adeta bilgi, emek, sabır ve sevgi. Hedefe ulaşmak için de Cabernet Sauvignon, Merlot, Cabernet Franc ve Petit Verdot üzümlerinde karar kılıp, en uygun anaç ve klonlarını dikip üst seviye bilimsel bir bağcılık uygular.Fransa’dan getirtilen anaçlar, denizden 300-320 m yükseklikte güneygüneybatı bakışlı, çakıllı, kireçli, bir araziye ve sadece yamaç bağcılığı yaklaşımı gözetilerek dikilmiş.Hem Marmara, hem de Ege Denizi’nin -Saros Körfezi’nin- esintilerini direkt alan bağlar için, rüzgarın taşıdığı deniz tuzunun olumsuz etkilerinden korunsun diye, en yakın kıyıdan 5 km uzakta bir arazi seçilmiş.Bu özel klima ve teruarın sağladığı avantajlar ve uygulanan bağcılık teknikleri sayesinde, üzümlerin olgunlaşma dönemini Ekim ayına kadar uzatabildiklerini, böylelikle de ürünlerin kalitesini yükselttiklerini söylüyor Bülent Kalpaklıoğlu.

Chateau Kalpak Bağ Gezileri Ziyaretçi odaklı tasarlanmış modern Chateau Kalpak tesisi ve bağları rezervasyonla gezilebilir. Tesiste bulunan Kafe Kalpak’ta da Yunan Semadirek Adası’ndan, Marmara Adası’na kadar “deniz-orman-bağ” manzaralı terasta özel aperati er eşliğinde tadım yapabilirsiniz. Tel: +90 532 277 11 37 Çorlu Havalimanı: 148 km İstanbul Atatürk Havalimanı: 244 km Şarköy

Gali Bağları Lozan’da mühendislik eğitimi alan Hakan Kavur, komşu Fransa’nın kadim bağcılık geleneği ile tanışınca, dededen gelen ‘toprak adamlığı genleri’ devreye girmiş olmalı ki, ülkeye döndüğünde ilk işi Gelibolu Yarımadası’nda yer alan Doğan Arslan bölgesinde 48 hektar toprak alıp bağ kurmak olmuş. Arazi seçiminde, Saros Körfezi’nden Ege Adaları’na, tüm Gelibolu Yarımadası’ndan Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’ne uzanan panoramik manzaranın yanı sıra, Marmara ve Ege’den esen hakim rüzgarlar, toprağın tınlı-killi, magnezyumlu ve demirli yapısı da önemli rol oynamış. Yaklaşık 240 dönümlük bir bölümde kurulan bağlar, arazinin yamaçlarını düzlüklere bağlayan kısımlarına yerleştirilmiş; bu da doğal bir drenaj oluşturarak, bağların sulamaya gerek kalmadan ürün vermesini sağlamış. Dışarıdan müdahale olmayınca da, her sene değişen iklim koşulları, ortaya çıokan ürünlerde özgün farklılıklar yaratmış. Bağların en önemli özelliklerinden birisi iki denizi de aynı anda görmesidir Bağlar sol tarafta Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazına bakmaktadır.Bu yamaçlara tepeden aşağıya doğru Merlot ların değişik klonları ekilmiştir. Arazi içindeki değişik yapıdaki parsellerde ,değişik klonların dikilmesi sebebiyle,tat katmanları oluşmaktadır. Bağlar Doğan Arslan tepesinde,Lysimacia ve Kardia antik kentinin kurulmuş olduğu bölgededir.Bağ arazisi içinde eşi görülmemişbir komuta Mevzii yer almaktadır.2.Dünya Savaşı döneminden kalmış olan dağların içine oyulmuş tüneller ve 16 odadan oluşan komuta mevziileri görülmeye değerdir. Gali markası, adını Rumca “güzel şehir” anlamına gelen Kallipolis’ten almış. Zamanla Gelibolu ‘ya dönüşen isim, Osmanlıcada da ‘pahalı, kıymetli, haddini aşan’ anlamına gelen Gali kelimesine kaynaklık etmiş; “hem toprağın tarihi ile bağlantılı hem de ürünleri tanımlayacak daha şık bir isim olamadı herhalde “ diyen Hakan Kavur, markasının amblemini de yine yörenin tarihinde bulmuş. Büyük İskender’in ölümüyle dört dev parçaya ayrılan imparatorluğun Anadolu- Trakya bölümünü yönetmeye başlayan Lysimakos, Gali Bağlarının hemen yakınlarına düşen bölgede kendi adıyla Lysimakia kentini kurup, yine kendi adına sikke basmış – sene MÖ 305. Bugün bu kentten geriye hemen hiçbir şey kalmamış olsa da , generalin ‘Aslan Avcısı’ İskender’in anısına bir yüzüne aslan gürü diğerine de İskender’in portresini bastırdığı sikkeler, bugün Gali’nin etiketleri üzerinde sonsuz hayatına devam ediyor.

Gali Bağ Gezileri Gali bağları önceden randevu alarak gezilebilir. Ziyaret saatini de yine karşılıklı görüşmeyle belirlemekte yarar var. Çanakkale Boğazı ve Saros körfezi manzaralı bağların içinde bulunan bağ evlerindeki odalarda konaklama imkanı mevcut olup, gruplara randevulu olarak sunulabilecek leziz Trakya kuzusu ve mevsiminde tabii ki sardalye ve taze istiridye spesiyaliteleri vardır. Tel: +90 212 671 19 91 İstanbul Atatürk Havalimanı: 230 km Gelibolu

Gülor Bağları Gülor, Fransız ve İtalyan araştırmacıların yaptığı iklim ve toprak araştırmaları sonucu Tekirdağ ili Şarköy ilçesinin Eriklice köyünde 1993 yılında kurulmuştur. O yıllarda ülkemizde bağ sistemlerinin neredeyse tamamı goble sistemiydi. Ülkemizdeki üretim kalitesini uluslararası standartlara yükseltmeyi amaçlayan Türkiye’nin ilk butik üreticilerinden Gülor, kendi bağ alanlarını geliştirip kaliteli üzüm yetiştirip kaliteli ürünler çıkmasını sağladı. Şato tipi üretim yapan Gülor bağlarında, üzümlerden Fransız orijinli Cabernet Sauvignon, Merlot ve Sauvignon Blanc üzümlerini, İtalyan ve Fransız araştırmacıların belirlediği uygun teruara sahip bölgelere dikimini gerçekleştirmiştir. Daha sonrasında İtalyan orijinli Sangiovese, Montepulciano ve Fransız orijinli Shiraz ile ilklere devam edilmiş, son olarak da Fransız orijinli Malbec ve Petit Verdot üzümleri ile aile tamamlanmıştır. Gülor Bağları Trakya Yarımadası’nın Şarköy Eriklice köyünde konumlanmış olup, denize 1 km uzaklıkta, 47 m rakımda ve 40° 37’ enlemi ile 27° 09’ boylamlarına arasında yer almaktadır. Gülor Bağ Gezileri Gülor bağları önceden randevu alarak gezilebilir. Tel: +90 282 522 45 71 / +90 530 290 53 28 Çorlu Havalimanı: 150 km İstanbul Atatürk Havalimanı: 220 km Şarköy

Suvla Bağları Toprak, asma, insan… En iyiyi üretebilmek idealinde yorulmak bilmez bir adanmışlık ve birliktelik. Bağcılık için çok elverişli bir coğrafyanın güçlü teruar desteği, yüksek teknolojik altyapı ve insan gücünün dengeli birleşimi ile tutkuyla üretilen Suvla, Kabatepe bölgesinde deniz manzaralı çam ormanları ile çevrelenmiş, yoğun iyot ve reçine kokuları içindeki 11 yaşındaki aile bağları Bozokbağ’da yetişen üzümlerden üretiliyor. Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki aile bağları ile ait oldukları muhteşem coğrafyayı ve tarihle dolu bir geçmişi geleceğe taşımayı hayal ediyor. Tarihi yarımadanın Kuzey Ege ve Marmara denizleri arasında yer alan, güçlü karayel ile şekillenen, killi toprak yapısı ile güçlü teruar özellikleri taşıyan 640 dönümlük organik bağlarda yetişen varyeteler; Cabernet Sauvignon, Merlot, Shiraz, Cabernet Franc, Grenache Noir, Petit Verdot, Chardonnay, Sauvignon Blanc, Roussanne, Marsanne; yerliler ise tarihi yarımadaya özgü Kınalı Yapıncak ve Karasakız’dan oluşuyor. Pınar ve Selim Zafer Ellialtı tarafından 2003’te kurulan Bozokbağ, yaz kış demeden bağlarda çalışan onlarca kadının, hiç ara vermeksizin büyük sadakatle yöre köylerden gelerek, büyük emekler verdiği onbir yaşındaki çocuğu gibi. Her bir bağbozumu ve kış budaması onlar için ayrı bir heves, ayrı bir heyecan. Yüksek kalitede şato tipi üretim yapabilmek için üzümlerin en doğru şartlarda işlenmesi amacıyla kaliteye odaklı bağcılık teknikleri ile ve en yakın mesafe prensibine göre Eceabat’ta konumlandırılan Suvla tesisi, yerçekimi sistemi, özel soğuk hava odaları ve özel iklimlendirilmiş kavı ile, gelişmiş teknoloji ve doğal yöntemlerin kullanıldığı çağdaş bir üretim merkezi. Suvla, dünya çapındaki önologların danışmanlığı ve yine alanında uzman bir ekibin titiz çalışmasıyla, 2010’dan günümüze, bağ verimine bağlı olarak ortalama 650 tonluk üretimi ile, sektör için çok kısa sayılabilecek bir zaman dilimi içerisinde kalitesini ulusal ve uluslararası ödüllerle taçlandırmış, aranılan ve beğenilen markalardan biri olmayı şimdiden başarmış durumda.

Suvla Bağ Gezileri Suvla, doğal tarım ürünleri markası Kilye ile birlikte düzenlediği ‘Suvla Bağ Gezileri’nde lezzet severlere unutamayacakları bir serüven sunuyor. Yöresel lezzetlerle bezeli eşleşmeli öğle ve akşam mönüsüyle birlikte seyahatlerinin arka planını renkli bağ hikayeleriyle süslemek ve bağda akıp giden hayatın bir parçası olmak isteyen konuklar, Suvla Bağları’nı haftanın her günü 09.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edebilirler. Suvla, Eceabat’taki konsept mağazası ve lokantasındaki gustosu ve enerjisiyle çok farklı ve keyii bir lezzet durağı niteliğinde. Suvla ürünlerinin yanısıra, sadece yörede yetişen sebze, meyve ve zeytinlerin fabrikada doğal şartlarla işlenmesi ile elde edilen Kilye Doğal Ürünler de bulunmaktadır. Büyük gruplar için rezervasyonun rica ediliyor. Tel: +90 286 814 10 00 Çanakkale: 20 dk. (Feribot ile) Gelibolu

Şato Nuzun ŞatoNuzun’un kurucuları Nazan ve Necdet Uzun, Kaliforniya’da geçen yılları esnasında, Trakya Bölgesi’nin de bağcılık konusunda en az Napa Vadisi kadar uygun olduğunu görüp, Türkiye’ye dönüp 2005 yılında Marmara Ereğlisi yakınlarındaki Çeşmeli Köyü’nde 146 dönüm bir arazinin yaklaşık yarısında bağlarını kurmaya başlamışlar. Üç yıl sonra da, butik üretime yönelik olarak tasarladıkları tesislerinde ilk üretimlerini gerçekleştirmişler. Şu andaki yıllık üretim 25-30 bin litre kadardır ve arazinin kalanı da bağ yapıldığında yıllık üretim yaklaşık 60 bin litreyi bulacaktır. Tüm bağları için geçerli olan organik tarım sertikasının öngördüğü yöntemlerle, Cabernet Sauvignon, Merlot, Pinot Noir, Syrah, Zinfandel ve Öküzgözü üzümlerinden yaptıkları kupaj ve monosepaj ürünlerini, nihaî tüketiciye, aylarca Fransız meşe fıçılar ve daha sonra da şişelerde dinlendirdikten sonra sunuyorlar. İyi ürünün ancak iyi üzümden yapılabileceği bilinciyle üretimini, sadece kendi yetiştirdikleri ve böylece kalitesini kontrol edebildikleri üzümlerden yapmayı seçen ŞatoNuzun, gereksiz müdahalelerden kaçınan minimalist bir anlayışla, üzümün kendi potansiyelini ortaya çıkartan bir yaklaşımı benimsemiş gerçek bir butik üretici. ŞatoNuzun Çeşmeli bağları 41:03:90 N ve 27:81:16 E de 130 m rakımda bir tepeye kurulmuştur. Arazinin topoğrak yapısı eğimli olup bir kısmı zirveden doğuya %11, bir kısmı zirveden güneye %18 ve bir diğer kısmı da zirveden kuzeye doğru %8 eğimlidir. Bu nedenle çok değişik mikro klimalar oluşmakta ve değişik üzüm çeşitlerinin kendine uygun klimayı sağlayan parselde yetiştirilmesi mümkün olmaktadır. Teruarın toprak yapısı çakıl formasyonudur (çakıl taşı, kum taşı ve kil taşından oluşmaktadır).

ŞatoNuzun Bağ Gezileri Tesisini kurarken daha baştan turizme yönelik planlarını yapan ŞatoNuzun, 1-2 yıl içinde 4 odalı bir butik otel ve restaurantı bağlarında hizmete açmaya hazırlanıyor. Bağlar ve üretim tesisi, Cumartesi ve Pazar günleri 14.00 ve 16.00 olmak üzere iki seans halinde gezilebiliyor. Diğer zamanlarda rezervasyon gerekiyor. Havuz başında barbekü partisi, küçük bir şirket toplantısı veya liseden sınıf arkadaşlarınızla yapacağınız bir buluşma gibi özel etkinlikler de bağlarda gerçekleştirilebiliyor. ŞatoNuzun Bağları’nı yılın her mevsiminde gezebilirsiniz ancak Ağustos ve Eylül ayları en popüler aylardır. Bu turlarda bağlarda dolaşılıp üzüm salkımları tanıtılıyor, tatlarına bakılabiliyor, teruar hakkında bilgi veriliyor. Tel: +90 530 871 42 50 Çorlu Havalimanı: 15 km İstanbul Atatürk Havalimanı: 90 km Tekirdağ

Umurbey Bağları Umurbey Bağları, 1993 yılında Trakya’da, Tekirdağ’a 12 km uzaklıkta bulunan Yazır bölgesinde Umur Arıner tarafından kurulmuştur. Bölgenin tarihsel geçmişine bakıldığında, ilk olarak Traklar’a rastlanır. Milattan önce yaşamış olan Traklar, yaşadıkları bölgede iklim yapısı ve toprak nedeniyle tarım ile uğraşır, bağcılık yaparlar. Umurbey’in bağlarının bulunduğu topraklarda milattan önceki yıllarda da bağcılık yapılıyor olması, rmanın şato tarzındaki üretim özelliği ile bütünleşir. Üzümün verim-kalite dengesinin korunması, kullanılan tarım ilaçları ve zamanında ilaçlama ve hasat zamanı konularında titiz davranıyor olmak, Umurbey’in sağlıklı ve lezzetinin doruğunda ürün elde etme amacına hizmet ediyor. Bu amaca da ancak üreticinin kendi kontrolündeki bir bağda yapılacak üretimle ulaşılabileceği inancıyla, şato tipi üretim tesisi bağların 500 m kadar yakınına kurulmuş. Umurbey, Türkiye’de üretiminin tamamını kendi üzümleriyle gerçekleştiren ilk üretici olmakla da gurur duyuyor. Üzümlerde zarif kokular ve tanenler oluşturmaya uygun bir iklime sahip bölgenin sunduğu bütün bu avantajlardan yararlanarak yetiştirdikleri Sauvignon Blanc, Chardonnay, Merlot, Syrah ve Cabernet Sauvignon cinsi üzümlerle, butik üretimin bütün gereklerini yerine getirmeye çalışan Umurbey, sahip olduğu ISO 9001 ve ISO 22000 belgeleri, kaliteli üretim çabalarının karşılık gördüğünün nişanesi. Kumun toprakta drenaj vazifesi gördüğü, kilin ise gereken su ve mineralleri tuttuğu Trakya’nın killi ve kumlu toprağında Kuzey-Güney ve Doğu-Batı eğimli 200 m rakımlı bağlarda yetişen üzümlerin yetiştiği bağlarda gezmek, keyii vakit geçirmek için Tekirdağ’ı 12 km geçtikten sonra solunuzda kalacak olan Yazır tabelasına sapmak yeterli. Umurbey Bağ Gezileri Umurbey Bağları konuklarını 08.00-18.00 saatleri arasında rezervasyonsuz kabul etmektedir. Tel: +90 282 229 20 05 Çorlu Havalimanı: 72.6 km İstanbul Atatürk Havalimanı: 138 km Tekirdağ

TRAKYA’DA GASTRONOMİ

“Kırklareli’nde yöre halkının çoğunluğunu Amuca Kabilesi, Arnavutlar, Bosnaklar, Gacallar, Muhacirler, Pomaklar ve Tatarlar oluşturmaktadır. Yemek kültürünü zengin kılan da bu kültürlerin bir arada yasamasıdır. Halk arasında Balkan ya da dag köyleri diye tabir edilen bölgelerde hayvancılık beslenme alışkanlıklarında ön plana çıkarken, ova olarak tabir edilen yerleşim yerlerinde tarımsal faaliyetlere dayalı beslenme alışkanlıklarının ön plana çıktığını, kıyı kesimde ise deniz ve deniz ürünlerinden yapılan yemeklerin tüketildiğini görüyoruz.” Ali Çakır, Kırklareli Mutfağı Trakya kıvırcık kuzusu, her köyün kendi adı ile ürettiği çeşit çeşit sucuklar, Trakya kaşarı ve keçi kaşarı başta olmak üzere çeşit çeşit peynirler, yöreye has evlerde hazırlanan bir baharat çeşidi olan kokulu tuz, sonbaharda toplamaya çıkılan çeşit çeşit mantar ve mevsiminde tazecik Karadeniz hamsisi, kalkanı, lüferi ve palamudu, av etleri, tavşan köftesi, yöreye özgü envai çeşit tuzlu ve tatlı börekler ve üzüm suyuna hardal tohumları katılması ile hazırlanan hardaliye saymakla bitmeyen Kırklareli lezzetlerine örnekler. Tarihin en büyük iki imparatorluğunun başkentlerinin yanı başında, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezinde konumlanan Trakya bölgesi, gastronomik çeşitliliği ile Türkiye’nin büyük bir bölümünü yansıtma özelliğine de sahiptir. Trakya’nın sahip olduğu kısa mesafelerde farklıklar gösteren iklim koşulları zengin tarihi geçmişiyle birleştiğinde bu küçük bölgede çok çeşitli ve zengin bir mutfak kültürü yaratmıştır. Sürekli hareket halinde olan Greklerin gittikleri coğrafyalardan getirdikleri rane lezzetler Trakya’da Akdeniz mutfak kültürünün temelini oluşturur. Bu kültür, Türklerin Orta Asya’dan ve Anadolu’dan getirdikleri, Balkanlarda daha da zenginleştirdikleri yörük kültürünün lezzetleriyle birlikte başka bir boyuta taşınır. Bu çok kültürlü ve hareketli yapı beraberinde birbirinden etkilenerek gelişen zengin bir mutfak ortaya çıkartmıştır. Daha sonra savaşlar sebebiyle bölgede yaşanan zorunlu göçler, beraberinde Balkanların farklı bölgelerinden etkilenmiş mutfak kültürlerini de getirmiştir. Üç kıta arasındaki ticari ve kültürel alışverişin kavşak noktasında bulunan ve 1500 yıl boyunca iki büyük imparatorluğun başkenti olan İstanbul mutfağı yüzyıllardır Trakya’nın verimli ovalarından ve denizlerinden beslenir. Üstelik bu ovaların ve denizlerin lezzeti hiçbir zaman sıradan olmamıştır. Trakya coğrafi konumu sebebiyle şanslı bir bölgedir. Üç iklimin sınırlarının kesişim noktasındadır, Akdeniz ikliminin sınırındadır, ancak sıcaklık çok yükselmez, Karadeniz ikliminin sınırındadır, fakat Karadeniz kadar yağışlı değildir, iç bölgeleri karasaldır, ancak Anadolu’nun iç bölgeleri ve doğusu kadar sert bir iklim yaşanmaz. Bu özel mikro klimalar, bölgede yetişen meyve ve sebzelerin çok aromatik ve lezzetli olmasını sağlar. Bölgenin bir diğer önemli özelliği de birçok farklı toprak yapısına sahip olmasıdır ki bu da farklı ürün çeşitlerinin yetiştirilmesine olanak sağlar. Bu yüzden Trakya’nın tarımsal ürün yelpazesi oldukça geniştir. Marmara sahili boyunca Gelibolu’ya kadar olan bölgede zengin bir balık menüsü, zeytinyağı ve dağda kekikle beslenen keçi/oğlak eşlik etmektedir. Orta ve kuzey bölümde ise, Trakya Kıvırcığı’nın başrolde olduğu zengin bir et menüsü, taze ot yemekleri, tuzlu ve tatlı börekler, Karadeniz balıkları, meraklısına sunulan av etleri ve alabalık ile tamamlanmaktadır. Etler, ızgara, taşfırın, kuyu ve tandır başta olmak üzere farklı pişirme teknikleriyle çok özel lezzetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Trakya Bağ Rotası’nın en keyifli gurme lezzetlerinden biri de peynirdir. Balkan mutfak kültürünün de bir parçası olarak peynir üretimi bölgede çok önemli bir yere sahiptir. Tekirdağ Keşan arasında, Şarköy’de, Kırklareli ve Edirne’de peynir imalathaneleri bulunmaktadır. Uçmakdere’den Gelibolu’ya kadar olan sahil şeridinin dağ köylerinde ve Istıranca’larda ise keçi peyniri yapılmaktadır. Bağbozumu döneminde pekmez, pekmezle yapılan bulama, Kırklareli ve Edirne’de hardaliye rotanın kendine özgü lezzetleri olarak karşımıza çıkar.

Kaynak : Yolculuk terapisi
  • 2+3 Taksit
  • 6 Taksit
  • 6 Taksit
  • 6 Taksit
  • 6 Taksit